Bilgilendirme, Elbistan

Ali Haki Edna Kimdir?

Ali-Haki-Edna-Kimdir

Ali Haki Edna, asıl adıyla Ali Doğan, 1889 yılında Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesine bağlı Yayılıpınar (Biragani) köyünde doğdu ve 1961 yılında aynı köyde vefat etti. Alevi Bektaşi inancına ve edebi kültürüne derin katkılarda bulunmuş bir âşık, eğitmen ve kültürel lider olarak tanınır. Bu makalede, Ali Haki Edna’nın yaşamı, eğitim hizmetleri, edebi eserleri ve Alevi Bektaşi inancına olan katkıları ele alınacaktır.

Hayatı ve Eğitimi

Ali Haki Edna, Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinden Alhas aşiretine mensup tanınmış bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babasının isminden dolayı yörede Kamber’in oğlu Ali olarak tanındı. Yaşadığı dönemde çevresindeki birçok insana göre daha fazla eğitim aldı ve çok okudu. Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesine bağlı Çıtlık köyünde Arap harfleriyle tahsilini tamamladıktan sonra, yaşadığı köy ve civar köylerde adeta bir eğitim seferberliği başlattı. Başta çocuklar olmak üzere yöredeki birçok insana okuma ve yazmayı öğretti ve bu hizmetini yirmi sekiz yıl boyunca sürdürdü. Bu nedenle yörede Ali Hoca olarak da tanındı.

Eğitim ve Toplumsal Hizmetleri

Ali Haki Edna, eğitim seferberliği dışında Kurtuluş Savaşı sırasında halktan devlete yardım amaçlı para topladı ve yöresindeki gençleri asker olmaya teşvik etti. Bölgedeki Alevi Bektaşi inancına mensup âşık ve dedelerden oluşan ve Alevi Bektaşi inancının yeni bir yorumu olan “Hakikatliler/Hakikatçiler” akımının en önemli temsilcilerinden biri oldu. Ömrünün neredeyse tamamını, Alevi Bektaşi inancını tasavvufi ve felsefi yönleriyle özümseyerek yaşamış ve çevresindeki insanlara yaşatmaya çalışarak geçirdi.

Eğitim faaliyetleri dışında kalan zamanını yörede “Hakikatçiler Meclisi” diye anılan arkadaş grubuyla bir araya gelerek, sazlı sözlü ilim ve irfan sohbetleri yaparak geçirdi. Yine bu mecliste alınan kararlarda ve ikna meselelerinde birincil kişi olma vasfına sahip oldu. Ali Haki Edna’nın etkisi ve hizmetleri, bölgedeki eğitim seviyesinin yükselmesine ve Alevi Bektaşi kültürünün korunmasına büyük katkı sağladı.

Edebi Eserleri ve Şiirleri

Ali Haki Edna, hem aruz vezniyle hem hece ölçüsüyle çok önemli şiirler kaleme aldı. Bilhassa aruzlu şiirlerinde Arapça ve Farsça sözcük ve terkipleri yoğun bir şekilde kullandı. Dolayısıyla bu şiirlerinin dili, hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerine kıyasla daha ağırdır. Alevi Bektaşi tasavvufuna ait kavram ve terimlere şiirlerinde yoğun bir biçimde yer verdi. Hâliyle şiirlerinin temel konusunu da Alevi Bektaşi inancına ait tasavvufi ve felsefi hususlar oluşturdu. Bilhassa ilahi aşkı insan hayatının en büyük zenginliği olarak gördü. Bir özdeyişinde; “Aşk, kemaletten üstündür. Kemalet rezaletin içindedir. Rezil olmadan rızaya erişilmez” diyerek aşkı en yüce değer olarak vurguladı.

Şiirlerinde tasavvuf ve aşkın yanında, yoğun olmasa da kişisel duygu ve hayallerini, sosyal ve siyasi meseleleri de zaman zaman konu edindiği olmuştur. Ali Haki Edna, ilk olarak âşık olduğu kızın ismi olan Hürü (Huri) ismine ithafen “Ali Hürü” ya da “Hürü” mahlasıyla şiirler söylemeye başladı. Ardından “Ali Haki” ve “Ali Haki Edna” mahlaslarını kullandı. Uzun bir dönem “gönül üzüntüsü, yürek sıkıntısı ve devamlı isteyen, arzulayan” anlamına gelen “Harhari” mahlasıyla da şiirler kaleme aldı. Kaynaklarda, bu mahlasların yanında “Figani”, “Hicrani”, “Ednai”, “Gulami”, “Visali”, “Gedai” ve “Haki” mahlaslarını kullandığı aktarılmıştır.

“İş bu ayetle tamamdır üç yüz otuz beş gazel/ Ümidin olsun müyesser sen ver ikbali Ali” şeklindeki beyitiyle yazdığı gazel sayısının üç yüz otuz beş olduğunu bizzat kendi şiirinde belirtti. Nitekim divanında yer alan gazellerin sayısı da üç yüz otuz beştir. Divanının ikinci bölümünde yer alan bu üç yüz otuz beş gazelin tamamı “Ali” rediflidir. Ali Haki’nin diğer şiirlerinde de yer verdiği üç yüz otuz beş sayısının özel bir formel sayı olduğu anlaşılmaktadır. Şiirlerinde formel sayılara, tasavvuf edebiyatı ve divan şiirine özgü sembol ve motiflere sık sık rastlanır.

Divanının birinci bölümünde ayrıca hece ölçüsüyle kaleme aldığı deyiş ve nefeslere de yer verdi. Divanında, yukarıda geçen mahlaslardan en çok “Ali Haki Edna” ve “Harhari” mahlaslarını kullandı. Ayrıca “Figani”, “Hicrani” ve “Visali” mahlaslarıyla yazdığı şiirlerine de yer verdi. Ali Haki Edna’nın bizzat kendi eliyle kaleme aldığı bir adet mensur eseri ile bir adet divanı mevcuttur. Bu eserlerden Divan, Ali Haki Edna Divanı – Hayatı, Yaşam Felsefesi, Şiirleri adıyla Mehmet Kömür tarafından hazırlanarak yayımlanmış olup, mensur eseri henüz yayımlanmamıştır.

Son Sözleri ve Mirası

Ali Haki Edna, ölmeden önce oğluna şu nasihatlerde bulunmuştur: “Doğruluktan ayrılma. Ele, bele, dile, sahip ol. Komşu hakkını Tanrı hakkı bil. Gücün olursa açı doyur, çıplağı giydir. Yalana dilini alıştırma.” Bu sözler, onun yaşam felsefesini ve insani değerlerini yansıtır. Ali Haki Edna, 1961 yılında kendi köyünde vefat etti ve geride zengin bir edebi ve kültürel miras bıraktı.

Ali Haki Edna, eğitmenlik ve ozanlık vasıflarıyla bölgesinde derin izler bırakmış bir şahsiyettir. Eğitim ve kültürel hizmetleri, Alevi Bektaşi inancına yaptığı katkılar ve edebi eserleri, onun önemini ve mirasını vurgular. Ali Haki Edna’nın hayatı ve eserleri, gelecek nesiller için önemli bir kültürel miras ve ilham kaynağı olmaya devam edecektir. Ali haki edna kimdir? olarak yazdığımız yazıyı okuduğunuz için teşekkürler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir